COVID aşısı tüm nedenlere bağlı ölüm riskini yüzde 25 düşürdü

Fransa’da yürütülen kapsamlı bir araştırma, mRNA tabanlı COVID-19 aşılarının uzun vadeli güvenliğini net biçimde yeniden ortaya koydu. 28 milyondan fazla yetişkinin sağlık verilerinin incelendiği çalışmada sadece COVID-19’a bağlı ölümlerin değil, her türlü nedene bağlı ölüm riskinin aşılanan kişilerde daha düşük olduğu belirlendi.

Araştırma, Fransa İlaç ve Sağlık Ürünleri Ulusal Güvenlik Ajansı (ANSM) ile Ulusal Sağlık Sigortası Kurumu’nun ortak bilimsel yapısı olan Epi-Phare tarafından yürütüldü ve sonuçlar Journal of the American Medical Association’da yayımlandı. Ekip, 1 Kasım 2021 itibarıyla Fransa’da yaşayan 18-59 yaş aralığındaki 28 milyondan fazla kişinin sağlık kayıtlarını inceledi. Bu grubun yüzde 79’u Mayıs-Kasım 2021 döneminde ilk COVID-19 aşı dozunu almıştı. Yani analiz, ülkenin en yoğun aşılama sürecine denk gelen geniş bir örnekleme dayanıyor.

Yüzde 25 daha az ölüm riski

Veriler, aşılanan kişilerde dört yıl sonunda ölüm riskinin yüzde 25 daha düşük olduğunu gösterdi. Bu, sadece COVİD merkezli riski değil, genel ölüm riskindeki azalmayı gösteriyor. Bu azalma üç temel etkiden kaynaklandı. İlk olarak, aşı olanların COVID-19 nedeniyle hastanede hayatını kaybetme riski yüzde 74 oranında düştü. Aşılama üzerinden 6-9 ay geçtiğinde, COVID-19’dan ölüm oranı aşısızlarda yüzde 10,5’e çıkarken, aşılananlarda bu oran sadece yüzde 1,9 olarak kaydedildi. Uluslararası literatürde yer alan benzer çalışmalar da bu tabloyu destekliyor.

İkinci etki, hastalığın ağır geçirilmesinin yol açtığı ikincil sağlık sorunlarıyla ilişkili. Aşısız bireylerde daha sık görülen ağır COVID vakalarının, özellikle kardiyovasküler komplikasyonlara bağlı olarak sonraki yıllarda ölüm riskini artırdığı biliniyor. Uzmanlara göre aşılama, bu zincirleme etkiyi kırarak dolaylı biçimde uzun vadeli hayatta kalımı iyileştiriyor.

Üçüncü unsur ise toplumsal ve davranışsal farklara dayanıyor. Aşı olmayan kişilerin sağlık hizmetlerine başvuru eğilimlerinin düşük olması ve daha dezavantajlı bölgelerde yoğunlaşmaları, genel sağlık durumlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Verilere göre aşısızların yüzde 20,9’u düşük gelir grubuna yönelik tamamlayıcı sağlık sigortası kullanırken, bu oran aşılananlarda yüzde 9,2’de kaldı. Ayrıca aşısızların yüzde 27’si en yoksul bölgelerde yaşıyor.

Özellikle 18-59 yaş aralığının ağır COVID açısından daha düşük riskli bir grup olduğuna dikkat çeken Epi-Phare Direktörü Prof. Mahmoud Zureik, buna rağmen uzun vadeli ölüm oranlarının bu yaş grubunda dahi daha düşük olduğunu belirtti. Aşı sonrası nadir görülen miyokardit ve perikardit vakalarının da uzun vadede ciddi sonuçlara yol açmadığı, COVID sonrası gelişen aynı tür kalp iltihaplarının ise çok daha ağır seyrettiği önceki çalışmalarda ortaya konmuştu.

Araştırma ekibi, yeni bir güvenlik sinyali ortaya çıkmadıkça ek bir çalışma planlamadıklarını belirtiyor. Zureik, aynı zamanda bu aşılama sürecini “Hiçbir sağlık ürünü bu kadar yoğun bir şekilde izlenmemişti” sözleriyle özetledi.

Author: site

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir